Türkiye yeni lojistik rotaların merkezi olabilir
Jeopolitik risklerin arttığı dönemde Türkiye, yeni lojistik güzergâhlarında stratejik bir rol üstleniyor. Avrupa ve Asya arasındaki geçiş noktasındaki konumuyla Türkiye, sektörde önemli avantajlar elde edebilir
Küresel ticaretin can damarlarından biri olan lojistik sektörü, son yıllarda artan jeopolitik gerilimler ve sertleşen dış ticaret politikaları nedeniyle kırılgan bir dönemden geçerken, Türkiye bu çalkantılı ortamda alternatif lojistik rotaların merkezi olarak öne çıkıyor.
Orta Doğu’daki çatışmalar, Karadeniz’deki savaş atmosferi, Kızıldeniz’deki saldırılar ve Asya-Pasifik’te Tayvan merkezli tansiyon, küresel taşımacılıkta ciddi rota değişikliklerini zorunlu hale getiriyor. Bu gelişmeler, hem taşıma maliyetlerini artırıyor hem de tedarik zincirlerinde büyük aksamalar yaratıyor.
Küresel düzeyde yaşanan bu belirsizlik ortamında Türkiye, özellikle Avrupa’nın yeni rota arayışlarında stratejik bir merkez olarak dikkat çekiyor. Uluslararası Taşımacılık ve Lojistik Hizmet Üretenleri Derneği (UTİKAD) Başkanı Bilgehan Engin, Türkiye’nin Avrupa-Asya arasında köprü görevi gören konumunun, yeni lojistik yapılanmalarda ülkemizi ön plana çıkardığını belirtiyor.
Engin’e göre, ABD'nin ticaret politikalarındaki sert adımlar, özellikle Çin ile olan deniz ticaretinde yeni güzergâhlar arayışını hızlandırırken, Türkiye gibi jeopolitik olarak avantajlı ülkeler bu arayışta öne çıkıyor. Engin, “Türkiye, özellikle Avrupa'nın alternatif tedarik zinciri arayışında güçlü bir çözüm ortağı olabilir. Lojistik firmaları ve yatırımcılar için önemli bir merkez haline gelme potansiyeline sahibiz” dedi.
ABD’nin Çin bağlantılı gemilere liman vergileri getirme planı da sektör üzerinde ilave baskı oluşturuyor. Bu durum, navlun fiyatlarının yükselmesine ve yeni alternatif limanlara yönelim ihtiyacının doğmasına neden oluyor. Türkiye'nin liman altyapısı ve ulaşım ağı, bu noktada yatırımcılar için cazip bir çözüm sunuyor.
Lojistik sektöründe kriz dönemlerinde hızlı adaptasyonun önemine değinen Engin, “Pandemide olduğu gibi sektör, bu tür krizlerde hızlı şekilde yeni modellere geçiş yapabilir. Türkiye'nin bu esneklikten en çok fayda sağlayan ülkelerden biri olması mümkün” diye konuştu.
Uzmanlara göre, Türkiye'nin transit ülke rolü önümüzdeki yıllarda daha da belirgin hale gelebilir. Hem Avrupa pazarına yakınlığı hem de alternatif güzergâhlara açılan coğrafi konumuyla Türkiye, uluslararası lojistikte yeniden yapılanmanın merkezine yerleşebilir.