Gemipersoneli.com - Reklam
Üye girişi
Kullanıcı adı:
Şifre:
Üye ol | Şifremi Unuttum
Menü
Ana Sayfa
Foto Galeri
İş Fırsatları
Haber Arşivi
Hakkımızda
Sistem Nasıl Çalışıyor
Üye İstatistikleri
Medyada Sitemiz
Mesaj Panosu
GEMİ VİDEOLARI
Gemici Belgesi
İletişim
İçerik
Bilgi bankası
Liman Başkanlıkları
CV Hakkında ipucu
Makaleler
Anket
Linkler


Share |
29 Mart 2024
Makaleler
Denizcilik Eğitim Kurumları: Devşirme Denizci Olmaz

Yaklaşık olarak 14 yıl olacak güverte bölümünden mezun olduğum. Mezun olduğum ilk günden itibaren öyle olaylarla karşılaştım ki, aklımın ucundan geçmezdi. Denizcilik eğitiminde çalışmadığım, ders vermediğim seviye kalmadı. Eğer Allah nasip ederde Doktoramı tamamlarsam, Hem Yüksek Lisans, hem de Doktora öğrencilerini de yetiştirme fırsatım olur.

Özel Gemi Adamı Kurslarında (Kabotaj Denizcilik/Rize, Sahil Denizcilik/Rize) Anadolu Denizcilik Meslek Liselerinde (Barbaros ADML (Ahmet Hamdi İshakoğlu ADML)/Çayeli/Rize-Kemal Yardımcı ADML/Rize), Fakültede (KTÜ/Sürmene Deniz Bilimleri Fakültesi/Deniz Ulaştırma İşletme Mühendisliği/Sürmene/Trabzon), Meslek Yüksekokulunda (Ordu Üniversitesi/Fatsa MYO/Motorlu Araçlar ve Ulaştırma Teknolojileri Bölümü/Deniz Ulaştırma İşletme ve Gemi Makineleri İşletme/Fatsa/Ordu), Yüksekokulda (Girne Amerikan Üniversitesi/Denizcilik ve Ulaştırma Yüksekokulu/ Güverte Bölümü) Denizcilik Eğitmeni olarak görevler yaptım. Özel kurs, Lise, Meslek Yüksekokulu, Yüksekokul ve Fakülte düzeylerinde eğitim verme ve camiaları yerinde görme fırsatım oldu. Bugün şekillenmiş olan düşüncelerimin bir çoğuna uzun yıllar önce yine sahiptim. Elbette bu süreç beni farklı düşüncelere de ulaştırdı. Bu yeni düşünceleri birer kazanım olarak görüyorum ve ileriki yıllarda hayata geçirmek için fırsatlar oluşturmaya çalışıyorum.

O kadar çok olay yaşamışım ki şuan geriye dönüp baktığımda muhakkak bu olayları hatıralar şeklinde kısa bir süre sonra yazacağım. Bir dönemi aydınlatmak açısından kitap haline gelecek olan bu yazılar inşallah yakın bir süre sonra ortaya çıkacaktır. O gün geldiğinde detaylı olarak yaşanmış olayları paylaşacağız sevgili Türk denizcilik camiasıyla.

Türkiye'deki denizcilik eğitim kurumlarının dışında 2007 yılında ise Japonya'daki denizcilik eğitim kurumlarını görme ve bazı tecrübeleri gerçekleştirme fırsatım da olmuştur. Marine Technical School Ashiya, Kobe, Japonya'da bir eğitim kurumuydu. Yaklaşık sekiz ay boyunca Japonya'da Denizcilik Eğitimini ve Bütün bir Japonya ağır sanayisini ve denizcilik endüstrisini görme şansım oldu. Allaha şükürler olsun ki hemen her aşamada bu tecrübeleri yaşama şansım olmuştur. Bu konudaki detayları da kitabımda yazacağım.

Şu an ise Girne Amerikan Üniversitesi'nde Denizcilik ve Ulaştırma Yüksekokulu, Güverte (Deniz Ulaştırma İşletme Mühendisliği) bölümünde görev yapıyorum. Çok uzun bir süre olmadı ancak geçmişin tecrübesi elbette he zaman başvurduğum bir kaynak olarak zihnimde ve bu tecrübe ile bazı konularda adımlar atıyorum.

Bu şekilde bir yazıya gerek var mı? sorusunu sormak lazım öncelikle. Bu sorunun cevabı "Evet, Kesinlikle Evet!". Denizcilik okullarının sayısı henüz 1-2'yi 3-5'i geçmediği dönemlerde bile gerekliydi. Gereken yazı değil etik olan davranıştı ancak ülkemde mesleki liyakat'a asla önem verilmediğinden dolayı dikkat çekmedi, çekmesini beklemek de mümkün değildi.
Devletimizin en büyük kusuru mesleki liyakat'a önem vermeyip ilgili, ilgisiz kimler varsa o kişileri işin başına getirip işin en kötü nasıl yapılabileceğini göstermiş olmasıdır. Bu hususta en büyük kusur siyasetçinin, daha sonra bürokrasinin, en sonunda da üniversitelerindir. Hiç kimse bugünkü geri kalmışlığımızı örtmeye çalışmasın, çok ilerlemiş olduğumuzu da söylemeye kalkmasın. Önce hiçbir konuda yetkin olamadığımızı fark etmeliyiz. İyisiniz, gelişmektesiniz palavralarıyla memleketi, insanımızı kandırmak, kendi kendimizi kandırmak en büyük ahmaklığımızdır. Kendinin farkında olmayan insanın hayaller kurması kadar saçma bir durum olamaz ve bütün var olduğu süre boyunca köle olmanın ötesine de geçemez kendini kandıran toplumlar. Biz maalesef kendini kandıran nice devletlerden bir tanesiyiz. Kandırılmamız gerekir, çünkü içinde bulunduğumuz yalan dünyanın aldatan nitelemeleriyle yaşatılıyoruz. Bu şekilde de asla gelişemeyeceğiz ve her zaman gelişmekte olan bir ülke olacağız.

Ne zamana kadar mı? Gerçeklerin farkına varıncaya kadar. Aklımızı başımıza alıncaya kadar. Türkiye'de inanılan, toplumumuza yutturulmuş en büyük yalan gelişmekte olan bir ülke olduğumuzdur. Biz gelişmekte olan değil geri kalmış bir ülkeyiz, önce bunu bir anlayalım. Her konuda geri kalmışız. Peki ama neden geri kalmış değil de gelişmekte olan bir ülke olarak adlandırılıyoruz? Çünkü Endüstriyel Üretimde tekel olan şirketlerin pazarı olmaya devam etmemiz için bizim ümidimizi kaybetmememiz gerekiyor. Çünkü Ümidini kaybeden toplum yere vurur ve ardından yeniden ayağa kalkar, hatalarını fark ederek. Bizim yere vurmamamız için, yere vurmayıp kendimizi gelişiyoruz kabul edebilmemiz ve bu şekilde de tüketici pazarı olmaya devam etmemiz, asıl üreten endüstrilerinde varlıklarının devam etmesine bu şekilde destek vermemiz gerekmektedir. Bu anlamda bizim en iyi yaptığımız iş de yandaşların yandaşları tutması, cemaatleşmek, çeşitli menfaat grupları kurmak ve bu döngüde birilerini aldatarak var olan düzenin ve çarklarının devam etmesini sağlamak. Sürdürülebilir Kandırılmış Toplumlar...

Peki Denizcilik endüstrisinde durum nedir? Bu anlatılanlardan ona ne düşüyor? Denizciliğimize ise benzer sonuçlar düşüyor. Denizcilik Eğitiminde sınıfta kaldığımızın belirtileri ta 1990'lı yıllara kadar ve hatta çok daha öncesine uzanmaktadır. Geçmişin analizi başka zaman kalsın ancak. Tek Denizcilik Okulundan bugüne kadar ikinci ve üçüncü olarak kurulmuş olan ve dahası sonradan açılan okullar dahil olmak üzere hiçbirinde amacına uygun çalışmalar yapılmamış, birçoğunda da liyakat aranmadan görevlendirilmeler yapılmış. Bilgisiz yetkililer tarafından da oyalanmış, boşuna zaman kaybedilmiş, toplumu ileriye taşıyamayacak nitelikte insan kaynakları mezun verilerek sektör kabuğunu kıramamıştır. Bizim için önceden belirlenmiş bir rolü oynamamız için bir düzen kurularak asıl sahiplerin amaçlarına hizmet edilmiştir. Bunun ispatını isteyebilirsiniz hemen vereyim. Suriye hava sahası sınırını geçti bahanesiyle bir askeri uçağımız düşürüldü. Sonrasında bu uçağı denize düştüğü mevkide tespit edip bulabilecek ve çıkarabilecek bir teknolojimiz olmadığından kime bu görev verildi? Kimler gelip de hangi teknoloji ile o uçağın bulunduğu yeri tespit etti ve çıkardı? Nautilus.

TCG Çeşme bulacak ama Nautilus çıkaracak! Askerlik hizmetimi TCG Çeşme gemisinde yapmış bir vatandaş olarak ne kadar üzüldüğümü ifade edemem. Hayatım boyunca beni kahreden bu yeteneksizliğimizdir. Benim düşünceme göre o enkazı ben bulurum ve ben çıkarırım başkası değil! Daha çok örnek verebilirim ama uzatmayayım.

Teknikte ilerlemek benim vatanıma borcumdur. Yetkin olmadığım hususta görev almam, olmayana görev de vermem. İş ehline verilir.

Peki Denizcilik Eğitimi verilen okullarımızda kimler yetkili, kimler eğitim veriyor, kimlere eğitim verdiriliyor ve bu kurumları kimler yönetiyor. Sırasıyla,

Su Ürünleri Mühendisliği Mezunları,
Balıkçılık Teknolojisi Mühendisliği Mezunları,
Antropoloji Mezunları,
Makine Mühendisliği Mezunları,
Türk Dili Edebiyatı Öğretmenliği Mezunları,
Makine Öğretmenliği Mezunları,
Kimya Mühendisliği Mezunları,
Din Kültürü Öğretmeni, vb.

Denizcilik Eğitimi almış hiç kimse özellikle denizcilik eğitimi veren kurumlarda yönetici olamıyor. Bölüm Başkanlıklarında Denizcileri göremiyoruz Balıkçılık Teknolojisi Mühendisleri istemediğin kadar. Yüksekokullarda yönetimlerde Denizciler yok ama Su Ürünleri Mühendisi doldurulmuş. Örnek verelim mi? Henüz değil, onun da örneklerini verecek zaman gelecek. Ancak benim çalışmış olduğum ve çalışmadığım diğer kurumlara bakınız her biri birer örnek sizlere. İsim isim zaten belli hepsi.

Özellikle Su Ürünleri ve Balıkçılık mezunu olan mezunların bolca doldurulduğu Denizcilik Eğitim Kurumlarının mezun olmayan ve aleni devşirilmiş konuya uzak kişilerden temizlenmesi gerekmektedir. Bu problemi çözmediğimiz sürece denizcilikte geri kalmış bir ülke olmaya devam edeceğiz.

Devşirilmiş olan kişiler ve yetki verilmişler de kendi mesleklerini icra ederlerse memlekete daha faydalı işler yaparlar. Herkes kendi alanında ve mezun olduğu alanda kalmalıdır. Bugün gelişmiş ülkelerden imrenerek söz ediliyorsa bu işi ehline verdikleri içindir. Çin işi ehline vereceğini 1970'li yılların sonunda bildirmiştir. Bugünü siz kendiniz görüyorsunuz, daha fazla söze gerek yok.

Bir de adı Denizcilik olan Meslek Yüksekokulu, Yüksekokul, Fakülte gibi kurumların en başında Denizci olmak zorundadır. Bütün denizcileri bu hususta ilgili durumlarda uyarıcı olmaları gerektiğini, başka mesleklerden devşirerek denizcilik eğitim kurumlarına yönetici atanması bu memlekete yapılan en büyük iç ihanetlerden biridir. Kendi ülkenizi kendiniz baltalıyorsunuz.

Sivil denizciliği, askeri denizcilikten ayırmalıyız. Bugün sivil denizcilik eğitimi veren kurumlardan çokça bahsederken askeri denizcilik eğitimi almış olan kişileri sivil denizcilik eğitimi almış olan kişilerle aynı kefeye koyup buradan da sivil denizcilikte ileri bir yerlere ulaşma hayalleri kurulması imkanı yoktur. Buradan Askeri denizcilerimize karşı olunduğu düşüncesi gelişmesin. Aksine ben Askeri denizciliğin kendi içerisinde sivil denizciliğin önünü açacak pek çok çalışmanın yapılabileceğini düşünüyorum. Askeri denizcilik eğitimi ve askeri denizcilik sahası sivil denizciliğin gelişiminde öncülük edebilir fakat bu ayrı bir durumdur. Birbirimizin alanına girip etkinlikte bulunmak doğru değildir çünkü sivil denizcilik yaklaşımı askeri eğitimden geçmez, geçmemelidir. Benim sivil bir denizci olarak ve sivil denizcilik eğitimi almış biri olarak askeri denizciliğe girerek orda bildiklerimi uygulama şansın ne kadar olabilir ki? Hiç. Çünkü yaklaşım farklıdır. Sivil denizciliği geliştirmenin en önemli adımı, ilk olarak yetkinlik ve liyakat olmalıdır. Her aşamasında buna dikkat edilmelidir.

Denizciyi Denizci Yetiştirir!

Selam, Saygı ve Sevgilerimle



Zeki YAŞAR
yasarzeki@hotmail.com

Eklenme tarihi: 10.12.2013




Share |
Bu yazı 6243 kez okunmuştur


Aşağıdaki bölüme makale ile ilgili yorumlarınızı yazabilirsiniz


Adınız Soyadınız:
Başlık:
YORUMUNUZ:


YORUMLARINIZ


Yorumlara Cevabım
Umut Taşdelen'e teşekkür ederim. Yıpranma konusu önemli ve o konuda çok daha farklı detaylar var. Netleşince paylaşacağım. Kazım Karadayı'ya da teşekkür ederim. Ben, o söylediğin tekel'i gayet iyi bilir ve tanırım. Yaradanın da bir hesabı var, en iyi hesabı o görür. Tarık Tuğra'ya da teşekkür ederim, okuyup yorum yazdığı için. Bırakın da kendi meslektaşlarımı kendimiz yetiştirelim. Siz kendi meslektaşlarınızı yetiştirme gayretine giriniz, Su ürünleri ve balıkçılık vs bölümlerindeki öğrencilerinizi yetiştirme gayretine giriniz. Benim yazımdan rahatsız olabilirsiniz, zaten bu yazıdan hedefe koyduğum kişiler rahatsız olurlar, bu normal. Her meslek kendi içinde şekillenmeli. Devşirme MEB öğretmenlerinin (Eğitim Fakültesi mezunu olmayanlardan bahsediyorum) MEB okullarını ne hale getirdiği apaçık ortada. Siz zıraat mühendisinden polis yapamazsınız, bunlar politik kararlar. Politik kararlar da ülkeleri uçuruma götürür. Plansız programsız kararların yanlışlığını anlatmama gerek var mı. Taşra da okullarda durum böyleyken bir süre daha buna hizmet edenler olabilir. Kendi mesleğinizi neden yapmıyor da başkalarının mesleğine dadanıyorsunuz, hadi eğitimini aldım dediğiniz mesleğinizle ilgili bir yazı da siz kaleme alın veya gelin konuşalım, tanışalım. O vakit görürüz her şeyi. Herkes denizcilik eğitimi alıp denizlerde çalışabilir, gemiadamı cüzdanıyla. Benim eleştirim denizde çalışmaları değil bu işin eğitmenliğine soyunmaları. Senin su ürünleri mühendisliği mezunu, teknik eğitim makine öğretmenliği mezunu hocaların Uzakyol Kaptanı ve Kılavuz kaptan olan yılların denizcilik eğitimi alarak mesleğini yapan arkadaşımıza ben senden daha iyi gemicilik bilirim lafını edebilmiştir. Lütfen herkes yerini bilsin. İşsizlik sorununuzu gidip ilgili devlet kurumlarında yetkilileriyle çözünüz, meslek odanızla çözünüz. Herkesten herşey olur dönemi dünyada 1800 lerde bitti de bizim memleketimizde bitmedi bir türlü. Sevgiyle kalın. Yavuz bey'e de teşekkürler yorumu için. Hoşçakalın.

Yazan: Zeki YAŞAR - 8.03.2016 19:11:36


Denizcilik Meslek Lisesi
Denizcilik Meslek Lisesinde okuyorum ve eğitimin nasıl olduğunu biliyorum. Denizcilik Liselerinde öğretmenlik yapacak denizci öğretmen bulmak zor. İşi iyi bilen öğretmenlerimizde var denizi sadece seyretmiş ama ders vermeye gelen öğretmenlerimiz de. Sanırım Liselerde güverte bölümünde bile sadece yağcı, kamarot, kaynakçı yetiştiriliyor. Görünen bu.
Yazan: Yavuz - 16.08.2014 14:46:29


tespitlerde saptırma
belirttiğiniz bazı tespitlere katılmak imkansız. denizcilik okullarına gerçek sahiplerinin gelmediğini belirtiniz ve okullarda başka başka bölümlerden mezun olanların çalıştığını ifade ettiniz. Balıkçılık ve su ürünleri mezunları ile edebiyat mezunlarını aynı kefeye koydunuz. ben kendim balıkçılık tek. mezunuyum. ve yıllarca denizciliğin farklı kademelerinde görev yaptım. bu bölümden mezun olup ta uz. yol. kapt. ehliyetine sahip ve şu an bil fiil denizde görev yapan bir sürü denizci sayabilirim. sizlerin bunu da çok iyi bildiği kanısındayım, zira sizleri okutan hocaların hangi bölümden mezun olduğunu da çok iyi biliyorum. denizcilik eğitiminde esas olan şey deniz tecrübesidir. 2 sene denizde çalışıp ondan sonra karaya çekilerek ve dışardan ahkam keserek bu iş olmaz. burda saygı duyulacak tek şey varsa o da deniz hizmetidir. benim gözümde güverteden mezun olupta hiç denizde çalışmayan ile balıkçılıktan mezun olupta hiç denizde çalışmayan arasında bir fark yoktur. o eleştirdiğiniz ve küçümsediğiniz balıkçılık teknolojisi mezunları yıllarını bu mesleğe adamış ve inanın sizin gibileri cebinden çıkaracak cinsten insanlar vardır. yeni mezunları için bu eleştiriyi yapabilirsin. fakat eski mezunlarını bu şekilde eleştirmen art niyetten başka bir şey değildir. bu insanlar belli yerlere geldi ise kendi güçleri ile gelmiştir. bu şekilde karalamanın kimseye faydası olmaz.
Yazan: tarık tuğra - 7.08.2014 08:06:38


İleri Gerizekalı Olmak
Türkiyede denizciliği düzeltmek için öncelikle Denizcilik Bakanlığı ve Müsteşarlıktan başlamak ve tekelleşmeyi kaldırmak gerekir. Pastanın büyüğünü alabilmek için gözü dönmüş yönetime sahip ve aynı ahlaksızlığı yetiştirdiği öğrencilerinede bulaştıran okulları ortadan kaldırmak gerekir. Kıyı kaptanı ehliyetinin yeterli olduğu deniz araçlarında bile işine geldiği için Uzakyol Kaptan ehliyeti şartı getirecek kadar ahlaksız ve düzenbaz insanların ve yönetimin silinmesi gerekir. Kısaca Denizci ;Ahlaklı,vijdanlı ve adil olmasını bilen, insan gerekir...
Yazan: Kazım KARDAYI - 22.05.2014 23:05:39


Denizciyi denizci yetiştirir
Makalene katılıyorum. Denizcinin bu ülkede ne kadar sevildiği bu hükümetin denizcilikteki yıpranmayı kaldırmasından belli değilmi? Bu konu hakkında da bir makale bekliyorum senden
Yazan: Umut taşdelen - 20.05.2014 23:32:22







Makaleler ana sayfasına geri dön >>



www.gemipersoneli.com   © Gemipersoneli.com - Tüm Hakları Saklıdır.  Kullanım Şartları  Gizlilik Prensipleri  İletişim