Deniz zaten tuzlu, kanayan yaraya bir de kendi ellerimizle tuz basmayalım.
Bu makalede üzücü ama gerçek şeyler anlatılmaktadır. Sektörün ilerlemesine rağmen birşeylerin ters gittiği apaçık ortada.
Gemileri kızağa birer birer koyuyoruz ancak bizler zannediyoruz ki gemiler kızağa konur ve 3 - 5 tane sacı birbirine kaynattık mı ortaya Gemi diye birşey çıkar. Çıkar çıkar ortaya dıştan bakıldığında gıcır gıcır, sanki dev gibi bir gemi ama ne yazık ki memlekette onun kalbini (Ana makinasını), kanatlarını (pervanesini) ve Rotasındaki limanlara kıracağı dümenini yapacak bir ağır sanayii gelişmemiştir. Belki bilmez kimse ama öylece atıl duran ve Türkiyede üretilemediği için Avrupadan gelecek şaftı, pervaneyi, dümeni ya da ana makineyi bekleyen gemi en çok onu ilmik ilmik işleyen mühendisin canını acıtır ve sonra da tersanecinin içini sızlatır. Durum vahim ki, insanlar gemisini makinesiz, pervanesiz suya indirmekten bahsedebilsin.
Bugün Denizcilik fuarındaydım ve standları gezerken yabancı firmaların yaptıkları karşısında imrendim hatta kıskandım Biz niye yapamıyoruz diye. Özellikle iskandinav ve uzakdoğu ülkelerinin bu denizcilik konusunda ne kadar ileriye gittiğini gördüm ve ''inşallah biz de bir gün öyle teknolojilere hükmederiz diye içimden geçirdim.''
Bizimde gemi inşaa sanayiinde ve ekipman üretiminde katettiğimiz yol yadsınamaz. Mesela fuardaki bir elektrik firmasının ürettiği %100 yerli malı Makine dairesi otomasyon sistemi beni gerçekten duygulandırdı. Çünkü ilk defa bir otomasyon sistemindeki kontrol panosu dokunmatik ekranında Türk Bayrağı gördüm ve bastığımızda sistemin ingilizce dışında bir dile yani Türkçeye çevrildiğini gördüm. İşte bu çok ilginçti ve ''biz de yapabiliyoruz dedim kendi kendime.''
Ancak üzerinde durulması gerekilen asıl nokta: artık sektördeki gelişmenin yavaş yavaş gemi inşaadan, bağımlı olduğumuz komponentleri üretmeye kayması gerektiğidir. Burda demek istediğim yabancı malına düşmanlık değildir. En basitinden örneklemek gerekirse Sektörün Lider şirketlerinden Man Diesel A/S olmasaydı, Türkiye'nin tersanelerinde inşa edilen gemilerine koyacak ana makinesi mi olurdu? Almanya'dan, İsveçten, Danimarka'dan şaft, dümen, pervane gelmese gemilerimiz nasıl yol alacak. Koskoca gemilere yelken takacak ya da elimizle itecek halimizde olmadığına göre herkesin bu konuya hassasiyet göstermesini şiddetle rica ediyorum.
Deniz zaten tuzlu, kanayan yaraya bir de kendi ellerimizle tuz basmayalım.Lütfen...
Teşekkürler...
Aşağıdaki bölüme makale ile ilgili yorumlarınızı yazabilirsiniz
YORUMLARINIZ