Deniz İş Yargısında Dava Şartı Arabuluculuk
Tüm çalışma alanlarında olduğu gibi deniz iş çalışma yaşamında da bir takım uyuşmazlıklar meydana gelebilmektedir.
Bunlara kıdem tazminatı, iş kazası, meslek hastalığı, ihbar tazminatı, iş sözleşmesinin feshi, ücret alacağı gibi durumlar örnek olarak verilebilmektedir.
Söz konusu uyuşmazlıkların ortaya çıkması durumunda iş yargıya intikal edecek ve uyuşmazlık bu şekilde sonuçlandırılacaktır.
Ancak deniz iş hukukunda meydana gelen bazı uyuşmazlıklarda doğrudan yargıya başvurularak dava açma hakkı kanun koyucu tarafından engellenmiş bulunmaktadır.
Deniz iş hukukunda temel kanun olan 854 sayılı Deniz İş Kanunu’nun 46/1’inci maddesine göre “Bu Kanun kapsamına giren gemiadamlarıyla bunların işveren veya işveren vekilleri arasında bu kanundan veya hizmet akdinden doğan davalar hakkında 5521 sayılı kanun hükümleri uygulanır.” hükmüne yer verilmiştir.
Hemen belirtmek gerekir ki 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu, 2017 tarihinde yürürlüğe giren 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu ile yürürlükten kaldırılmıştır. Dolayısı ile 854 sayılı Kanun’da atıf yapılan 5521 sayılı Kanun lafzından artık 7036 sayılı Kanun anlaşılacaktır.
7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 3’üncü maddesi ile işçi ile işverenler arasındaki tazminat, alacak ve işe iade ile ilgili uyuşmazlıklarda arabuluculuk dava şartı olarak kabul edilmiştir.
Dolayısı ile tazminat, alacak ve işe iade hususlarında dava açmadan önce arabulucuya başvurmak artık zorunludur. Gemiadamının kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, feshin geçersizliği hususları, fazla çalışma alacakları, işe iade davaları gibi uyuşmazlıklarda önce arabulucuya başvurması, burada anlaşılamaması durumunda ise yargıya başvurarak İş Mahkemeleri nezdinde hakkını araması gerekmektedir.
Arabuluculuk Kavramı
Arabuluculuk kurumu 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nda düzenleme alanı bulmuştur. Arabuluculuk sistematik teknikler uygulayarak, görüşmek ve müzakerelerde bulunmak amacıyla tarafları bir araya getiren, onların birbirini anlamalarını ve bu suretle çözümlerini kendilerinin üretmesini sağlamak için aralarında iletişim sürecinin kurulmasını gerçekleştiren, tarafların çözüm üretemediklerinin ortaya çıkması halinde çözüm önerisi de getirebilen, uzmanlık eğitimi almış olan tarafsız ve bağımsız bir üçüncü kişinin katılımıyla yürütülen uyuşmazlık çözüm yöntemi olarak ifade edilmektedir.
Arabuluculuk Kapsamı Dışında Bulunan Uyuşmazlıklar
Arabuluculuk çözüm süreci hakkında açıklama yapmadan önce şunu belirtmekte fayda vardır. Sigortalılığın tespiti, meslek hastalığı ve iş kazaları zorunlu arabuluculuk konusuna dahil olmadığından bu konuda meydana gelen uyuşmazlıklarda doğrudan yargıya başvurulabilecek olup arabulucuya başvuru gerekmemektedir.
Arabulucuya Başvuru Süresi
Hukuk hayatında hak arama sürelerinin büyük bir çoğunluğunda süreler karşımıza çıkmaktadır. Bu süre zarfında hak aranmadığı takdirde artık hakkımız zamanaşımına uğrayacak ve karşı tarafın zamanaşımı savunması yapması durumunda hakkımız ortadan kalkacaktır. Bazı süreler ise hak düşürücü mahiyette olup karşı tarafın savunma yapmasına gerek kalmaksızın hakim tarafından doğrudan dikkate alınacak ve davamız süre yönünden reddedilecektir. Bu ise haklı iken haksız konuma düşülmesine neden olacaktır.
Deniz iş hukukunda arabuluculuk süresi uyuşmazlık durumuna göre değişkenlik göstermektedir. Alacak davaları olan kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla çalışma ücreti, ücret alacağı, yıllık izin alacağı gibi alacaklarda dava zamanaşımı süresi 5 yıldır. Dolayısı ile bu 5 yıllık süre içerisinde gemiadamı dava açmadan önce arabulucuya başvurmalıdır. Aksi durumda uyuşmazlık mahkemeye intikal ettikten sonra işverenin zamanaşımı iddiasını ileri sürmesi ile birlikte gemiadamının davası reddedilecektir.
İş güvencesi kapsamında bulunan gemiadamının işe iade davası açmak istemesi durumunda da arabulucuya başvurması zorunludur. Ancak kanun koyucu burada farklı bir düzenleme yoluna giderek alacak davalarında olan 5 yıllık zamanaşımı süresini benimsememiş ve işe iade davası açmak amacıyla dava şartı olan arabulucuya başvuru için bu süreyi 1 ay olarak belirlemiştir.
Dolayısı ile iş güvencesi kapsamında bulunan gemiadamı, geçerli nedenler bulunmadığını öne sürerek işe iade davası açmak istemesi durumunda iş sözleşmesinin feshinden itibaren 1 ay içerisinde arabulucuya başvurması zorunludur.
Burada unutulmaması gereken husus bu 1 aylık sürenin hak düşürücü mahiyette olduğudur. Hak düşürücü süreler hakim tarafından doğrudan dikkate alınarak, sürenin geçirilmesi durumunda dava usulden reddedilecektir. Anlaşma sağlanamaması durumunda işe iade davalarında 2 hafta içerisinde iş mahkemesinde dava açılması gerekmektedir. Söz konusu 2 haftalık sürenin de hak düşürücü mahiyette olduğu unutulmamalıdır.
Her iki durumda da arabuluculuk görüşme sonucunda anlaşma sağlanamaması durumunda anlaşamama tutanağı düzenlenecektir. Bu tutanağın aslı ile birlikte artık dava yoluna gidilebilecektir. Tutanağın aslının eklenmemesi durumunda hakim tarafından eksikliğin giderilmesi amacıyla tarafa 1 haftalık kesin süre vermesi gerekmektedir. Bu süre zarfında da eksiklik giderilmez ise dava usulden reddedilecektir.
Anlaşma sağlanması halinde ise Sulh Hukuk Mahkemesinden alınacak icra edilebilirlik şerhi ile birlikte artık ilamlı icra yoluna gidilebilecektir.
Recep DURSUNOĞLULARI
Güverte Stajyeri
Stj. Avukat
Aşağıdaki bölüme makale ile ilgili yorumlarınızı yazabilirsiniz
YORUMLARINIZ