Gemipersoneli.com - Reklam
Üye girişi
Kullanıcı adı:
Şifre:
Üye ol | Şifremi Unuttum
Menü
Ana Sayfa
Foto Galeri
İş Fırsatları
Haber Arşivi
Hakkımızda
Sistem Nasıl Çalışıyor
Üye İstatistikleri
Medyada Sitemiz
Mesaj Panosu
GEMİ VİDEOLARI
Gemici Belgesi
İletişim
İçerik
Bilgi bankası
Liman Başkanlıkları
CV Hakkında ipucu
Makaleler
Anket
Linkler


Share |
19 Ekim 2025
Makaleler
Tek kontratlık tankercilik deneyimi

Sivil sektör gemilerinde ilk ve son tanker çarkçılığına 2007 yılı başında 2880 dwt'luk bir motor tankerde 3 aylık değiştirmeci olarak başladım.
Bu gemi , hem dahili hemde harici seferde çalışıyordu.
Yurt içinde genellikle Derince , Tütünçiftlik , Solventaş iskelesi , Mudanya , Ambarlı , Aliağa , Trabzon limanları arasında akaryakıt sevkiyatı yapıyordu. Ben gemiye katıldıktan birkaç  gün sonra , Derince Petrol Ofisi A.Ş. dolum iskelesinden akaryakıt doldurup Trabzon'a
hareket ettik. Gece İstanbul boğazını geçerken , evden kaçan mavili beyazlı bir muhabbet kuşu , karanlıkta geminin ışıklarına doğru uçarak gemiye iltica etmiş. Bir karton kutuyu kuş yuvası gibi hazırlayıp içine su ve kuş yemine benzer birşeyler koyduktan sonra onuda karadeniz yolculuğuna dahil ettik. İzmit körfezi , İstanbul boğazı , batıdan doğuya boydan boya karadenizi geçip üç gün sonra Trabzon havalimanının doğusundaki Yomra Petrol Ofisi A.Ş.  akaryakıt depolama  tesisleri açığında şamandraya bağlandık.

Tankerciler bilir , tankerler birçok yerde rıhtıma yanaşmadan , sahildeki yakıt depolarının biraz açığında , denizde sabitlenmiş dört adet şamandraya gemiyi bağlayıp , deniz dibinden gelen dolum hattını transfer devresine bağlayarak gemideki yakıtı sahil depolarına tahliye eder.
Geminin sahile irtibatı olmadığı için , personelin dışarıya şehir merkezine gitmeside haliyle biraz sıkıntılıdır.  Sahil depolama tesisinden gemiye gelen görevlilerden birine muhabbet kuşunu verip sahiplendirdikten sonra , Trabzon'u hiç görmediğim için çıkıp dolaşmak istedim. Benim gibi Trabzon'u  merak eden , mürettebattan 2 gemici arkadaşla beraber limana ait bir botla kıyıya çıkıp dolmuşla şehir merkezine doğru yola koyulduk.

Trabzon şehir merkezine varır varmaz ilk gözümüze takılan , yaz günü parklarda sere serpe uzanmış yatan , namı diğer Nataşa'lar oldu. O yıllarda Rusya Türkiye arasında gidip gelen insan trafiği epeyce fazlaydı. Yakınlığı nedeniyle doğu  karadeniz şehirlerine çok sayıda gelen , pek çok yuvayı yıkan , oy Nataşa Nataşa attın bizi ataşa diye adına türküler yakılan Rus kızları.
Şehir merkezini bir iki saat turladıktan sonra , şu anda varmıdır bilmiyorum , sahilde kurulu olan genellikle Rusya'dan gelenlerin yanlarında getirip pazarladığı , ufak tefek eşyaların satıldığı Rus pazarını dolaştık. İhtiyacı olanlar gemide kullanılabilecek tarzda ucuz buldukları eşyalardan birer ikişer satın aldılar.

Dönüş yoluna koyulmadan önce , yörenin insanlarına sorarak öğrendiğimiz , şehir merkezindeki   meşhur bir pideciye giderek , Trabzon'un çok methedilen üstü hamurla kapatılmış olarak pişirilen kıymalı yumurtalı tereyağlı pidelerinden yedik. Çok farklı bir lezzet ve bizim için güzel bir ziyafet oldu.
Gemiye dönüş için dolmuş beklediğimiz durağın yanında eski tarz bir bakkal dükkanı dikkatimizi çekti. Çarşıdan almayı unuttuğumuz son birkaç ihtiyaç maddesinide buradan temin ederiz diye dükkana girdik. Kiloluk olarak poşetlenmiş , o bölgenin ürünü olan kabuklu fındıklar ilgimi çekti. Gemide yeriz diye 2 poşet satın aldım. Ordu Giresun yöresi fındıklarından çok daha farklı bir lezzetti , bir dahada o kalite ve lezzette bir fındığa rastlamadım.

Trabzon'da biraz stres atıp moral depoladıktan sonra  gemiye döndük. Bir gün sonra tahliye operasyonu sona erdi ve  gemi limandan ayrıldı. Yeni sefer talimatına göre gideceğimiz yer Ukrayna Feodosya limanı idi. Trabzon limanından ayrılmadan önce alınan hava ve deniz tahmin raporuna göre doğu Karadeniz'de  etkili olacağı tahmin edilen karayel fırtınası ihbarı vardı. O bölgede oldukça kaba dalga yapan bu havada , gemininde boş olması  nedeniyle  6 - 7 saat kadar epeyce bir deniz yedik. Aşçıhanedeki porselen tabakların neredeyse dörtte biri telef oldu. Kuzeye doğru yükseldikçe fırtınanın etkili olduğu bölgeden uzaklaşıldı ve bir nebze olsun rahat bir rotada ilerlemeye başladık.
Yaklaşık 30 saatlik bir seyirden sonra Feodosya açıklarına gelindi.

Yine Trabzon'da olduğu gibi sahile yakın bir mesafede , denizdeki 4 adet şamandraya bağlandık. Gemiye benzin dolumuna başlandı. Bildiğimiz otomobillerde kullanılan 95 oktan benzin.
Gemilerde taşınan akaryakıt türü olarak en sinir bozucu ve tehlikeli bir yük. Gemiye benzin dolumu yaklaşık 1 günde tamamlandıktan sonra , yükün teslim edileceği yer olan Gürcistan'ın  Poti limanına hareket ettik.
Poti limanı açıklarına intikal ettikten sonra limanda yoğunluk olduğu için demir bölgesinde demir atıldı. Bir gün sonra bizi limana yanaştırdılar. Poti limanında iyi bir alt yapı olmadığı ve mevsiminde yağmurlu olduğu bir dönemde olduğumuz için liman adeta çamur deryası gibiydi. Gemi limana  yanaştıktan sonra gemiye ilk kontrol için gelen pasaport polisi ve gümrük heyeti , çamura batmamak için uzun ve geniş ağaç kalasları yere uzata uzata zahmetli bir uğraştan sonra gemiye girebildiler. O güne kadar gördüğüm en ilkel limandı.

Poti'de , yanaşmış olduğumuz rıhtım boyunca liman içinde tren rayları vardı. Getirmiş olduğumuz akaryakıt (benzin) , demiryolu tankerlerine aktarılıyor , dolan tanker bir miktar ileri alınarak , ikinci kaptan ve pompacı nezaretinde , yakıt transfer pompası kontrollü bir şekilde start - stop yapılarak , teker teker çok zahmetli ve ilkel bir şekilde akaryakıt  transferi  gerçekleştiriliyordu. Transfer ettiğimiz yakıtın bu tren tankerler vasıtasıyla  Ermenistan'a gönderildiğini limandaki yetkililerden öğrendik. Bilmeden istemeyerek Ermenistan'a hizmet ettiğimizide sonradan öğrenmiş olduk.

Bu arada benzin yükü taşımanın çok olumsuz yönleri var. Makina dairesi , mürettebat salonu , zabitan salonu , aşçıhane ve personel kamaraları başta olmak üzere , geminin her yeri ağır bir benzin kokusu etkisi altında. Gemide tüm personelde her an havaya uçacakmışız gibi bir kuşku ve tedirginlik hali var. Benimde migren sorunum olduğu için bu benzin taşıma işi bitene kadar yaklaşık 15 gün boyunca 7/24 başım ağrıdı. Yatıyorum başım ağrıyor , kalkıyorum başım ağrıyor , çalışırken başım ağrıyor , uyurken bile başım ağrıyor. Bu benzin taşıma seferleri uzun bir süre daha devam etseydi ben bu işten büyük bir olasılıkla havlu atacaktım. Neyse ki , Ukrayna'dan  Poti'ye 2 sefer attıktan sonra benzin taşıma işi sona erdi , daha tehlikesiz ve farklı yükler taşımaya başladık. Ve böylece rahat bir nefes aldık.

Poti limanına iki defa gelip toplamda 6 gün kadar limanda kaldık. Limanın içler acısı halini görünce şehir merkezininde pek görülmeye değer bir yer olmadığını tahmin ederek gemiden dışarı çıkmadım. Daha önce buraya gelip Poti şehir merkezini gezen gemici arkadaşlarda hiç tavsiye etmemişti. Batum şehrinin daha güzel ve görülmeye değer bir yer olduğunu söylediler. Poti limanında tahliye için kaldığımız günlerde sürekli geminin yanında bekleyerek adeta nöbet tutan , biri siyah diğeri kahverengi son derece çirkin 2 adet köpek vardı. Hayvanların düzenli olarak limana gelen gemilerden beslendikleri , masum bir tavırla sürekli gemideki insanlara  bakarak bekleyişlerinden belli oluyordu.

Gemilerde genellikle öğle yemeği hafif tarzda akşam yemeği ise biraz daha protein ağırlıklı olur. Personelin akşam yemeklerinden artan ,  tavuk , et , köfte ve kıymalı peynirli sucuklu pide artıklarını çöpe almaktansa , toparlayarak sahilde bekleşen patili dostlara verip hayvanların beslenmesine düzenli olarak yardımcı olduk.
Limanda bulunduğumuz günlerde yakınımıza yabancı bayraklı fakat Türkçe isim taşıyan bir kuruyük gemisi yanaştı. Akşam yemeğinden sonra can sıkıntısından , belki tanıdık bir arkadaş vardır bir iki sohbet ederiz diye yakınımıza yanaşan gemiye gidiyordum. Karşıdan bana saldırmak için son sürat gelen yabancı bir köpeği fatkettim. Korkuyla bir anda ne yapacağımı şaşırmış haldeyken , ben farkında olmadan arkamdan beni takip eden bizim çirkin köpekler bir anda sahneye çıktı. Bana saldırmak için koşturan köpeği kısa sürede derdest ettiler. Köpeğin köpeği ısırdığına orada şahit oldum. Hayvanlar , kusursuz bir koruma görevi gerçekleştirmiş oldular yani. Ziyaret ettiğim gemiden dönüşte bizim sadık dostlar yine iş başında ve gemiye dönene kadar bana eşlik ettiler. Hayvanların sadakatine ve kendilerine yapılan iyiliği unutmama hassasiyetine gerçekten  hayran oldum. Belkide yaşadığım bu deneyim neden oldu. Eve döndükten bir süre sonra bizimde bir patili dostumuz oldu.

Poti'den ayrıldıktan sonra farklı yükler taşıyarak Rusya   Temryuk  Tuapse. Bulgaristan Burgaz. İtalya Ancona. Arnavutluk Durres limanları arasında 3 aylık süreyi tamamladım.
Denizde geçen günlerin sonunda eve ve aileme kavuşmak her ne kadar güzel olsada. Karaya ayak basınca , yaşadığımız çevreden belli bir süre ayrı kalmanın ortaya çıkardığı kopukluk nedeniyle tabiri caizse sudan çıkmış balık gibi oluyoruz. Fakat yaşanan güzel anlar bazende zorluklar insan hayatında silinmeyecek izler bırakabiliyor. Yaşadığım bu tankercilik deneyimi sonunda , birazda migren sorunum nedeniyle bu işi layikiyle yapamam diyerek , 5 yıllık tanker ve kimyasal STCW leri bittikten sonra bir daha kursa gidip bu sertifikaları yenilemek istemedim. O gün bu gündür  ro-ro gemilerinde , feribotlarda ve kuruyük gemilerinde çalışmaya devam ediyorum.

Bu gemide yaşadığım tecrübeye dayanarak ifade ediyorum. Tankerlerde kelle koltukta canla başla mücadele eden ve bu işi layikiyle yapmaya çalışan deniz emekçileri , aldıkları parayı son kuruşuna kadar fazlasıyla hak ediyor.
Vatan topraklarından binlerce kilometre uzak denizlerde , helâl lokma peşinde koşan , tüm deniz emekçilerine hayırlı seyirler.

Allah selamet versin.


Can Ferligil
[email protected]

Eklenme tarihi: 16.10.2025




Share |
Bu yazı 78 kez okunmuştur


Aşağıdaki bölüme makale ile ilgili yorumlarınızı yazabilirsiniz


Adınız Soyadınız:
Başlık:
YORUMUNUZ:


YORUMLARINIZ


Kalemine sağlık
Allah selamet versin Can Baba vallahi okurken yaşadım oraları sanki, googleden gittiğin limanlara baktım hakikaten Poti hala güzel bir yer değil😊 görüşmek üzere 👋🏻

Yazan: Altan pala - 17.10.2025 16:20:59


48 yıl önce başlayan yolculuk
Merhaba Can. Tebrikler. Birikimlerini ve yaşadıklarını anlatan bir kitap yazmalısın. Ya da bir denizcilik okulunda yeni denizciler yetiştirmen çok iyi olur. Başarılar. Selamlar arkadaşım.
Yazan: Sedat Gür - 17.10.2025 11:55:39







Makaleler ana sayfasına geri dön >>



www.gemipersoneli.com   © Gemipersoneli.com - Tüm Hakları Saklıdır.  Kullanım Şartları  Gizlilik Prensipleri  İletişim