Gemipersoneli.com - Reklam
Üye girişi
Kullanıcı adı:
Şifre:
Üye ol | Şifremi Unuttum
Menü
Ana Sayfa
Foto Galeri
İş Fırsatları
Haber Arşivi
Hakkımızda
Sistem Nasıl Çalışıyor
Üye İstatistikleri
Medyada Sitemiz
Mesaj Panosu
GEMİ VİDEOLARI
Gemici Belgesi
İletişim
İçerik
Bilgi bankası
Liman Başkanlıkları
CV Hakkında ipucu
Makaleler
Anket
Linkler


Share |
29 Mart 2024
Makaleler
Stajer Notları (2)

2.1 - Port state control’e yapılan fake !

Mersin limanında katıldığım gemi yaklaşık 20 gündür bağlı vaziyette yatıyordu. Eksik olan remark’lar tam olanların çok daha üzerindeydi. Yani en az 20 gün daha yatarım diye ben de sevinmiştim açıkçası. Evim de mersinde olduğu için. Eksik olan remark’ların tamamlanması nerdeyse geminin baştan sona yenilenmesi demekti. Örneğin geminin RADAR’ı ve VHF’i yoktu. Ve alınması için VHF sipariş verildiğinde kaptan bana VHF’nin neye benzediğini dahi sormuştu.

Neyse! İlk birkaç gün PSC düzenli olarak kontrole geliyordu. Eksikler de birer birer gideriliyordu ancak gemiye gelen bir şey yoktu. Yani gemideki başka bir malzemeyi kullanarak eksikler kapatılmış oluyordu. Bu durum bu şekilde tam bir hafta devam etti. Ben de bu durumdan şikayetçi değildim. Evime gidebilme şansım oluyordu.

Kaptanın artık dayanacak sabrı kalmamıştı. PSC’nin isteklerini temin etmeye. PSC’nin en son gelişinde ilk 10 dakika muhabbet ettiler. Sonra kaptan daha önce hazırlamış olduğu valizini bir hışımla aldı ve kendi kendini OFF ettiğini söyleyerek PSC’lere de bağırıp gemiyi terk etti. Yani isyan etti. Bu olay PSC’yi biraz etkilemiş olacak ki gemiye daha toleranslı davranıp çoğu eksik Remark’ı gözden çıkardı. Ama kaptan artık yoktu gemide. Ya da ben ve PSC öyle zannediyorduk. Halbuki kaptan yakınımızdaki bir konteynırın arkasında saklanmış PSC’nin gitmesini bekliyordu. PSC gidince kaptan gemiye geri geldi. Ertesi gün de gemiye limandan çıkış izni verildi ve biz Port Said’e doğru yol almaya başladık. Aslında asıl macera bundan sonra başladı ama bunu yazmak için ne benim vaktim var nede sabrım.
A.A.

2.2 - Haydarpaşa Limanı

Bir konteynır gemisinde staj yaptım. Konteynır gemisindeki en önemli olay bence zamanla yarışmaktı. Aslında konteynırcılığın tabiatında bu var hem gemiler hem de limanlar için. Ancak gördüğüm limanlar içinde beni hayrete hatta dehşete düşüren bir liman var ki bu liman Haydarpaşa limanıdır.

Biz her onbeş günde bir gün bu limana uğruyorduk ve en rahat limanımız burasıydı. Ana liman İtalya’nın Gioia Touro limanıydı ve 14293 GT’luk gemiyi 12 saat gibi sürede tamamen tahliye edip yüklüyorlardı.
Bizim ülkemizde de iyi çalışan Marport limanını örnek gösterebilirim. En hızlı gelişen denizcilik sektörü olması ülkemiz için gurur verici bir olay. Aslında biz gemi personeli için bir limanda daha uzun süre kalabilmek çok güzel bir olay. Ancak ülke menfaatlerini düşündüğümde beni kahretmekteydi. Ülkemizin en önemli konumdaki ve en büyük konteynır limanı olarak gösterilen içler acısı halde.

İtalya’nın orta büyüklükteki bir konteynır limanında saatte en az 50 hareket yapılırken, Haydarpaşa limanında 100-200 hareket için 2-3 gün kaldığımız oluyordu. Bu milli servet adeta çürümeye bırakılıyordu. Her türlü rüşveti hırsızlık olayları da cabası. 2. Kaptanın 1 box sigarası gemiyi 2 gün bekletmeye yetiyordu. Yani işin içinde zabitler ve kaptanlar da var doğal olarak. Suçlu herkes, beni stajımda en çok rahatsız eden olay ne yazık ki bu oldu. Elime geçen ilk fırsatta bu durumu ilgililere iletmeyi düşünüyorum. İleriki yıllarda denizcilikte söz sahibi bir konuma gelirsem ilk eğileceğim konu bu olacaktır.
İ.K.

2.3 – Japonya

Yaşadığım olay Tokyo körfezinde meydana geldi. Tam körfezden çıkarken dümenimiz kilitlendi. Alabanda dümen bastık ancak dümen takıldı. Süvari bey hemen yol kesti ve diğer dümen kolu ile ters yönde dümen basıldı ancak 3 denemede sonunda dümen yerine geldi ve çok şükür kazasız atlattık tehlikeli durumu. Olay sonucunda rotadan yaklaşık 270 derece saptık. Bu olay sonucunda edindiğim tecrübe ise Japon pilotların güvenilir olmadığıdır. Ayrıca kendi işimizi çok iyi bilmemiz ve yapmamız gerektiğidir.

Gördüğüm pilotlar hiçbir şekilde VHF’yi kullanmıyorlardı ve sadece flama ve düdük ile iletişim kuruyorlardı. Ancak Japonya’da en rahat manevrayı yapıyorduk. Gemiye 2 pilot geliyordu. İlk gelen kanal veya körfez pilotuydu. Gelen pilot süvari bey ile karşılaşınca Pilot Bill’i gibi bir kart veriyordu. Kanalı ne kadar zamanda geçeceğiz, ne zaman limanda olacağız, hangi flamaları çekeceğiz gibi bilgilerin hepsi bu kartlarda yazıyordu. Daha sonra liman pilotu geliyor ve yine önceki pilotun verdiği karta benzer bir kart veriyordu. Onun üzerinde de manevranın nasıl yapılacağı kabaca çizilmiş krokinin üzerinde anlatılıyordu. Hangi flamaların istendiği, ilk halatların hangilerinin olacağı, römorkör halatlarının nerden nasıl verileceği yazıyordu. Rıhtıma hangi taraftan yanaşılacağı gibi bilgilerde bu kart üzerindeydi.

Bir yerde düzen olduğunda sorunlar da kendiliğinden çözülüyor. Bilgiler tartışılır ama Japon insanları gerçekten çok çalışkan ve sıcak kanlı. İlerideki denizcilik hayatımda Japonya ya da Uzakdoğu’da çalışmak isterim.
G.D.

2.4 – Hollanda PSC (İskandil borusu)

General kargo gemisinde staj yaptım. Stajımın ortalarıydı ve seferimiz Hollanda’yaydı. Limana yanaştığımızdan bir gün sonra PSC gemimize geldi ve sadece çevre ile ilgili bir denetim yapacağını söyledi. Güverteyi dolaştıktan sonra makine dairesine indi.

Makine dairesinde sewage tankını iskandil etti ve çok az bir seviyenin olduğunu gördü ve şüphelenerek iskandil borusunu su ile doldurdu ve taştığını gördü. İskandil borusunun körlendiğini anladı ve o andan itibaren Hollanda seferimiz zehir oldu.

PSC görevlisi Major bir uygunsuzluk yazdı ve 2 gün bağlandık. Aynı limanda klas kurumu sörveyörü geldi. İki gün uykusuzluktan bitkin düştük. Bütün ISM evrakları tekrar kontrol edilerek eksikler tamamlandı. Bence böyle bir işkenceye gerek yoktu. Sewage tankının tahliye edilerek limana verilmesi pahalı olduğundan Avrupa limanında vermek istemeyen şirket Başmakiniste körlenmesini söyledi. Bu durumu fark eden PSC şirketi daha fazla zarara soktu. Bayrak devleti kontrolü bile geldi. Bazen küçük masraflar yapmak insanlara zor gelebilir fakat bu küçük masraflardan kaçınmakta kişileri zor durumda bırakabilir. En iyisi prosedür ne ise onu uygulamaktır.
Y.Y.


Zeki Yaşar
yasarzeki@hotmail.com

Kaynak: Yaşanmış Hikayeler

Eklenme tarihi: 17.01.2009




Share |
Bu yazı 4543 kez okunmuştur


Aşağıdaki bölüme makale ile ilgili yorumlarınızı yazabilirsiniz


Adınız Soyadınız:
Başlık:
YORUMUNUZ:


YORUMLARINIZ







Makaleler ana sayfasına geri dön >>



www.gemipersoneli.com   © Gemipersoneli.com - Tüm Hakları Saklıdır.  Kullanım Şartları  Gizlilik Prensipleri  İletişim