Gemi Personeli

TKKD “Kılavuzluk ve Römorkörcülük Hizmetleri Yönetmeliği’’nin iptalini istiyor
Türk Kılavuz Kaptanlar Derneği (TKKD) denizcilik sektöründe tartışmaların odağına oturan “Kılavuzluk ve Römorkörcülük Hizmetleri Hakkında Yönetmelik”in iptali için dava açtı.

Türk Kılavuz Kaptanlar Derneği 11 Şubat 2025 tarihli ve 32810 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan “Kılavuzluk ve Römorkörcülük Hizmetleri Hakkında Yönetmelik”in iptalinin talep ve yürütülmesinin durdurulması istemleriyle Danıştay 10’uncu Dairesi nezdinde 11.04.2025 tarihinde dava açıldığnı açıkladı.

Türk Kılavuz Kaptanlar Derneği davayla ilgili şu açıklamayı yaptı:

Açılan davada; 7519 sayılı Kanunun 2’nci maddesi ile 618 sayılı Kanuna eklenen Ek Madde 1 maddesinde “Kılavuzluk ve römorkörcülük hizmetinin verilmesine ilişkin teknik gereklilikler, hizmet standartları, hizmeti verecek olan gerçek ve tüzel kişilere ilişkin şartlar, istisnalar, yasaklar ve yükümlülükler gibi usul ve esaslar ile bölgesel hizmet sahaları Bakanlık tarafından belirlenir” denilerek, Anayasa Mahkemesi kararlarında işaret edilenin aksine “Temel ilkeler belirlenmeden, dava konusu kuralla bu söz konusu hizmetlerle ilgili usul ve esasların düzenlenmesi yetkisinin tümüyle Bakanlık tarafından hazırlanan yönetmeliğe bırakılması” Anayasa’nın 47’nci maddesini açıkça ihlal ettiğinden ve 5 Mayıs 2025 tarihinde davalı Bakanlık tarafından ilk kılavuzluk ihalesinin yapılacağının ilan edildiğinden, ihaleler yapılarak söz konusu hizmetlerle ilgili işletme haklarının devredilmesi yoluna gidilmek suretiyle giderilmesi imkansız zararlar doğması söz konusu olacağından, dava konusu Yönetmeliğin öncelik ve ivedilikle yürütülmesinin durdurulması ile anayasaya aykırılık iddiamız doğrultusunda davanın Anayasa Mahkemesinin bu konuda vereceği karara kadar geri bırakılmasına,

Uluslararası Denizcilik Örgütü’nün (IMO) A 23/Res.960 sayılı kararında “Kılavuzluğun, farklı su yolları ve limanlara dair özel ihtisas ve tecrübe gerektirdiği ve uygun olanın o bölge özelinde teşkilatlanmak olduğu” ve “Kılavuz Kaptan yönünden her kılavuzluk bölgesinin yüksek seviyede ihtisaslaşmış tecrübe ve yerel bilgi gerektirdiği” hiçbir tereddüde yer bırakmayacak açıklıkta karara bağlanmış olmasına karşın, dava konusu Yönetmeliğin 10’uncu maddesinin 3’üncü fıkrasında farklı su yolları ve limanların özel ihtisas ve tecrübe gerektirdiği göz ardı edilip, sadece bir tesis bünyesinde görev yapmış ve liman tesisi yeterliliği almış bir kılavuz kaptanın daha önce hiç manevra yapmadığı tesisler için de ehliyetli sayılması kamu yararı ve hizmetin gereklerine aykırılık teşkil etmekte olup, can, mal, çevre ve seyir güvenliğini de tehdit ettiğinden dava konusu Yönetmeliğin 10’uncu maddesinin 3’üncü fıkrasında yer alan “sadece bir tesis bünyesinde görev yapmış ve liman tesisi yeterliliği almış bir kılavuz kaptanın daha önce hiç manevra yapmadığı tesisler için de yeterli sayılarak” ibaresinin yürütülmesinin durdurulmasına ve iptaline,

Dava konusu Yönetmelik uyarınca ihale kamu payı oranları üzerinden yapılacak artırmayla gerçekleştirilecek olup, düzenlemelerde cironun, örn. %95’inin teklif edilmesinin önünde hiçbir engel bulunmadığından, kamu payının üst sınırı belirlenmeden artırılması, zorunlu olarak artan maliyetler nedeniyle hizmetlerin seyir, can, mal ve çevre güvenliğine aykırı bir şekilde sunulmasına neden olacağı gibi kılavuz kaptanların özlük haklarına da zarar vereceğinden, dava konusu Yönetmelik’in 13’üncü maddesinin 1’inci ve 11’inci fıkralarının yürütülmesinin durdurulmasına ve iptaline,

Rekabet Kurumu ve Uluslararası Deniz Kılavuz Kaptanları Birliği (“IMPA”) kararlarında işaret edildiği üzere, kılavuzluk hizmetleri tüm dünyada olduğu gibi, serbest rekabet ilke ve kuralları ile değil, Devletin genel kolluk yetkileri kapsamındaki gözetim ve denetimi altında ve yine Devlet İdaresi tarafından yürürlüğe konulan Tarifelere sadık kalınarak ve her bir hizmet bölgesinde izin sistemi içinde düzenlenen “ruhsat”lar (izin) ile yetkili kılınan tek bir merkezi teşkilat tarafından yerine getirilmesi gereken bir hizmet olduğu halde, dava konusu Yönetmelik’in söz konusu hizmeti rekabete açan 6, 7, 10, 11, 13, 14 ve 15’inci maddelerinin yürütülmesinin durdurulmasına ve iptaline,

Yönetmeliğin ikinci bölümünde bölgesel hizmet sahaları tanımlanmıştır. Bu konu başlı başına bir karmaşaya gebedir. Daha önceden doğal koy ve körfez oldukları için tek bir hizmet sahası olarak izin verilen/yetkilendirme konusu olan hizmet sahalarından bazıları bölünmüştür. Kocaeli Bölgesel Liman başkanlığı kendi bünyesinde Kocaeli 1-2-3 şeklinde bölünmüş, İskenderun hizmet sahası İskenderun ve Ceyhan olarak ayrıştırılmış, Aliağa hizmet sahası ise Aliağa 1-2 olarak düzenlenmiştir. Bu durumun karmaşa ve gereksiz hizmet yüküne sebep olmasının ve açıkça kaynak israfına yol açmasının yanında bu karmaşanın sonucunda meydana gelecek bir kaza/patlama/yangın gibi olumsuzluğun özellikle İzmit Körfezi’ndeki Gölcük Donanma Komutanlığı bağlısı tüm unsurları körfeze hapsedip harekattan sakıt bırakabileceği göz önüne alınarak dava konusu Yönetmeliğin Ek 1’indeki bölünmüş Bölgesel Hizmet Sahalarına dair düzenlemenin yürütülmesinin durdurulmasına ve iptaline karar verilmesi talep edilmiştir.

Kılavuzluk hizmetlerindeki “ucu açık rekabetin”, açık arttırma ortamında gerçekleşen Kamu Payının agresifçe arttırılışlarının doğurabileceği riskler konusundaki ciddi kaygılarımız doğrultusunda açtığımız davada, haklılığımızın yapılan son ihalelerle açıkça ortaya çıktığı kanaatindeyiz. Bu durumun hem özel sektör hem de kamu sektöründe çalışan kılavuz kaptanların özlük haklarını direkt olarak etkileyebileceği aşikardır ve bizleri kaygılandırmaktadır.

Sürecin devamındaki hukuki gelişmeleri de şeffaflık ilkesi gereği, siz değerli üyelerimizle düzenli olarak paylaşacağımızı bildirir, hiçbir meslektaşımızın bu süreçten olumsuz etkilenmemesini temenni ederiz.

Kaynak: Deniz Haber Ajansı
Eklenme tarihi: 7.07.2025


	www.gemipersoneli.com		© Gemipersoneli.com - Tüm Hakları Saklıdır. Kullanım Şartları Gizlilik Prensipleri İletişim