Marport, yatırımlarıyla yeşil limancılığa odaklandı
Marport’un 2025 yatırımlarıyla sürdürülebilir ve yeşil limancılığa odaklandıklarını söyleyen Arkas Holding Liman ve Terminal İşletmeleri Grubu Başkan Yardımcısı Alp Çapa, “Hedefimiz, artan iş hacmini kesintisiz karşılamak ve çağdaş limancılığı geleceğe taşımak” dedi.
Arkas Holding Liman ve Terminal İşletmeleri Grubu bünyesinde faaliyet gösteren Marport, 2025 yılında yoğun bir yatırım sürecine girerek dijital altyapıdan teknik donanıma, iş ve işçi güvenliğinden müşteri memnuniyetinin yükselmesine ve yeşil dönüşüme kadar geniş bir alanda iyileştirme çalışmalarını sürdürüyor.
Ambarlı’da faaliyet gösteren Martport’un 2.3 milyon TEU kapasite ile hizmet verdiğini söyleyen Arkas Holding Liman ve Terminal İşletmeleri Grubu Başkan Yardımcısı Alp Çapa, yaklaşık 1,7 milyon TEU ile hizmet verdiklerini belirtti. 2001 yılında kurulan Martport’ta kuruluşundan bugüne 1 milyar doları aşan bir yatırım yapıldığını ifade eden Çapa, Modernizasyon Projesi kapsamında yapılan yatırım tutarının 250 milyon dolar olduğunu ve 2026 yılında da yeni yatırımlara hız kesmeden devam edileceğini dile getirdi.
Stratejik konumu sayesinde Asya, Avrupa ve Ortadoğu ticaret koridorlarının kesişim noktasında bulunan Marport’un modern altyapısı, dijital çözümleri ve ekipmanları ile hızlı yükleme/ boşaltma süreçleri sunduklarını söyleyen Çapa, limanın Türkiye’nin konteyner hacminin yüzde 12’sini, Marmara konteyner hacminin de yüzde 19’unu karşıladığını ifade etti. Çapa, sözlerine şöyle devam etti, “Marport olarak yıllık 2,3 milyon TEU kapasitemizle Türkiye’nin en büyük konteyner limanlarından biriyiz. Önceliğimiz artan iş hacmini kesintisiz karşılamak, müşteri memnuniyetini üst seviyede tutmak ve sürdürülebilir limancılık vizyonunu geleceğe taşımak” dedi.
Yakın zamanda tamamlanan 250 milyon dolarlık Modernizasyon Projesi’nin ile beşinci rıhtım 360 metreden 450 metreye uzatıldığını, liman derinliğinin artırıldığını ve dört yeni elektrikli Ship to Shore Gantry Crane vincin hizmete alındığını kaydeden Çapa, “Bugün tüm rıhtımlarımızda SSG vinçlerle hizmet veren Türkiye’deki ilk terminal konumundayız. Yeni vinçler, dünyanın en büyük gemilerine kesintisiz ve hızlı hizmet sunmamıza olanak sağlıyor. Geçtiğimiz günlerde MSC MARIELLA’yı başarıyla elleçledik” ifadelerini kullandı.
Marport ayrıca fiziki kapasite artırımıyla birlikte yeşil enerji ve dijital entegrasyon yatırımlarına odaklanıyor. Çapa, bu yatırımların Türkiye limancılığının 2050 hedeflerine uyum sağlamasında kritik rol oynadığını vurguladı.
“Hat çeşitliliğimiz artıyor”
Marport’un geniş bir coğrafyada hizmet verdiğini de dile getiren Çapa, “Düzenli servisleri bulunan ve ev sahipliği yaptığımız hatlarımızla Avrupa, Asya, Afrika ve Amerika pazarlarına kolayca ulaşılabiliyor. 2024 ve 2025 yıllarında yalnızca kapasitemizi artırmakla kalmadık, operasyonel verimliliğimizi de güçlendirdik. Bu gelişmeler paralelinde Marport, dünyanın önde gelen Uzak Doğu hat iş birliklerinden Premier Alliance başta olmak üzere pek çok yeni servisin rotasında yer almaya başladı. Böylelikle konteyner hacmimizde sürdürülebilir artış sağlarken küresel ticaretteki etkinliğimizi de pekiştiriyoruz. Güncellenen hat çeşitliliğimiz, ekipman gücümüz ve müşteri odaklı hizmet anlayışımızla Marport olarak Türk ihracatçısına uluslararası rekabette üstünlük sağlamaya devam ediyoruz” dedi.
“Türk limanları açısından yeni fırsatlar doğdu”
Limancılık sektörünün bugünü ve geleceğine dair değerlendirmelerde bulunan Çapa, 2024 ve 2025 yıllarındaki küresel ve bölgesel gelişmelerin Türk limancılığını etkileyen yeni dinamikler oluşturduğunu söyledi. Çapa, özellikle 2023’ün son çeyreğinde ortaya çıkan ve 2024 boyunca etkilerini sürdüren Kızıldeniz güvenlik krizine dikkat çekerek, “Süveyş Kanalı üzerinden yapılan transit geçişlerde kayda değer bir düşüş yaşandı. Bu durum, küresel denizyolu taşımacılığında alternatif güzergah arayışlarını hızlandırdı ve tedarik zincirinde bölgesel kaymalar yarattı” dedi.
Türk limanlarının doğrudan etkilenmediğini ancak lojistik zincirinin yeniden şekillendiği süreçte dolaylı etkilerin kaçınılmaz olduğunu vurgulayan Çapa, “Transit sürelerindeki uzamalar, taşıma maliyetlerindeki artışlar ve gemi rotalarındaki sapmalar, özellikle doğu-batı eksenli hatlarda faaliyet gösteren limanlar için operasyonel planlamaları yeniden gözden geçirmeyi gerekli kıldı” ifadelerini kullandı.
Çapa, 2025 yılı itibarıyla sektör genelinde beklentilerin altında bir hacim artışı gözlemlendiğini ifade ederek, “Bunun temel nedenleri arasında küresel ticaretin yavaş seyri, yüksek enflasyon, navlun piyasalarındaki dalgalanmalar ve jeopolitik risklerin devam etmesi sayılabilir” dedi. Bu sürecin, Türk limanları açısından bazı fırsatlar da yarattığını belirten Çapa, “Alternatif yük koridorlarının oluşumu ve bölgesel lojistik üs olma potansiyelinin güçlenmesi, transit sürelerinin artması ve servislere ek gemi konulması ile intermodal bağlantıların önem kazanması, sektör oyuncularına orta ve uzun vadeli stratejik avantajlar sağlıyor” diye konuştu.
“Olumlu beklentiler içindeyiz”
2025’in ilk yarısında küresel ticaretin kırılgan yapısı ve jeopolitik risklerin sektör genelinde temkinli bir duruşu zorunlu kılmış olsa da yılın ikinci yarısına ilişkin daha dengeli ve iyimser bir beklenti içinde olduklarının altını çizen Çapa, özellikle Avrupa ve Kuzey Afrika pazarlarında ticaret hacmindeki toparlanmanın ihracat yüklerinde artış sağladığını vurgulayarak “Bu eğilim yıl sonuna kadar devam ederse, konteyner terminalimiz Marport yüzde 4-5 büyüme gerçekleştirebilir” dedi.
Çağdaş bir liman modeli oluşturulmalı
Türk limancılığının 2050 vizyonuna ulaşması için bazı adımların atılması gerektiğini belirten Alp Çapa, “İşletme hakkı süreleri uzun vadeli olmalı. Teşvik mekanizmaları güçlendirilmeli” dedi. Yeşil liman uygulamaları ve dijitalleşme yatırımlarında devlet desteğinin önemine vurgu yapan Çapa, “Çağdaş bir liman yönetimi ve sadeleşmiş mevzuat hem özerklik hem de rekabetçilik için stratejik gereklilik” ifadelerini kullandı.
Çapa, yeşil dönüşümün kaçınılmaz olduğunu belirterek, “Gerçek yeşil liman; kendi enerjisini yenilenebilir kaynaklardan üreten, otomasyon ve elektrikli ekipmanlarla verimlilik sağlayan, atık yönetimi ve karbon emisyonunu izleyen limandır. Kamu politikaları, denetimler ve performansa dayalı sistemlerle dönüşümü hızlandırmalı” diye konuştu.