Gemipersoneli.com - Reklam
Üye girişi
Kullanıcı adı:
Şifre:
Üye ol | Şifremi Unuttum
Menü
Ana Sayfa
Foto Galeri
İş Fırsatları
Haber Arşivi
Hakkımızda
Sistem Nasıl Çalışıyor
Üye İstatistikleri
Medyada Sitemiz
Mesaj Panosu
GEMİ VİDEOLARI
Gemici Belgesi
İletişim
İçerik
Bilgi bankası
Liman Başkanlıkları
CV Hakkında ipucu
Makaleler
Anket
Linkler


Share |
25 Nisan 2024
Makaleler
Ulaştırmanın Bütünlüğü

Ulaştırma konusunda pek çok çalışma yapılmaktadır ülkemizde. Ancak genel bir değerlendirme yapılmamış olduğunu şu an sahip olduğumuz imkanlardan yola çıkarak kestirebiliriz. Bilimsel yöntemlerle ortaya konulmuş olan projeleri tamamen siyasi ve menfi istekler-arzular sebebiyle geri çevirmiş olan siyasetçiler aslında bu ülkeye ve kendilerine kötülük etmişlerdir. Daha da kötüsü bu kötülüğün farkında değildirler.

Taşımacılığı bir ihtiyaç olarak doğuran sebeplerden biri insanların bir yerden başka bir yere gitme ihtiyacı veya isteği, bir diğeri dünya üzerindeki mal üretiminin farklılık arz etmesi ve doğal kaynakların eşit veya homojen olarak var olmamasıdır. İşte bu doğal kaynakların Heterojenliği dünya kıtaları üzerinde yaşayan, farklı dili konuşan ve farklı malları üreten insanların mal değiş tokuş yapmasını zorunlu kılmaktadır. Bu durum Uluslar arası Ticaretin oluşmasını ve taşımacılığın var olmasını gerekli kılmıştır. Her ülke ,her devlet kendi ihtiyacı olan malı kendisi üretseydi, ulaşmak istediği ürüne anında yanı başında ulaşabilseydi ve her kıta birbirinin aynı olsaydı ne ticarete ne de insan taşımaya gerek olurdu. Fakat tam aksi söz konusu. Son halde insanoğlu elindeki imkanları iktisatlı, daha ekonomik değerlendirmek zorunla kalmıştır.

Ulaştırmada birinci şart şu ki, ulaştırma ağınız bir bütün olmalı. Peki neden bütün olmalı? Hem mal hem de insan ulaşımı konusunda maliyetin azalması, emniyetli taşımanın ve medeniyetin hızlı gelişimi için. Bugün insanoğlunu şaşırtmayan pek çok gelişme 10 yıl öncesinde düşlerde olabilecek şeylerdi. İnternet, bilginin ve hizmetin hızını öyle artırdı ki takip etmenin ve kontrol etmenin zorluğu ile mücadeleler başladı. Suçun fiili bile tanım olarak değişmektedir. Sanal suçların olduğu yeni bir dünya var artık. Bunların yanında bir malın ya da insanın bir yerden başka bir yere taşınması hususu aynen yerinde durmaktadır. Hala taşımacılığı Kara yolu, Deniz yolu ve Hava yolu ile yapmakta insanoğlu. İşte bu noktada hızı artan hizmet sektörünün hızına yetişebilecek bir ulaştırma sistemi ihtiyacı ortaya çıkmıştır. Gerçi bu sistemi yıllar evvel hayata geçirmiş olan gelişmiş ülkeler mevcut ancak hızlı taşımacılığı karşılayacak bir altyapı maalesef dünyanın pek çok yerinde mevcut değil. İnsan taşıyan hızlı trenleri biliyoruz fakat mal taşıyanları bilmiyoruz. Hızlı feribotları biliyoruz ama aynı hızdaki yük gemilerini göremiyoruz. İnsan taşıyan uçakları biliyoruz fakat yük amaçlı olanlarının kapasitelerinin azlığını da biliyoruz. Elbette teknoloji bir gün üst seviyeleri zorlayacaktır ve yeni buluşlara imza atacaktır. Bu gelecek zamanı beklemek durumunda kalmadan, gelecekte oluşabilecek gelişmelere ve ihtiyaçlara uygun sistemi de kurmak zorundayız.

Halihazırda dünyada taşımacılığın en ucuz şekli deniz yoludur. Bu sektörü en ucuz kılan toplam taşıma maliyeti / toplam taşınan mal oranıdır ki bu oran bize birim malı taşımamız için gerekli olan maliyeti gösterir. Şayet uçaklar ihtiyacımız olan birim yükü aynı maliyetle taşıyabilseydi, şüphesiz hava yolu en tercih edilen seçenek olacaktı. Ancak günümüz teknolojisiyle henüz mümkün değil gibi gözükmektedir. Ancak imkansız olmadığını da unutmayınız. Maliyeti az olan bir yol her halükarda diğerlerinden daha fazla tercih edilir. Bu İktisat Teorisinin temel kurallarından biridir. Maliyetten sonraki adım Hizmet Kalitesidir. Bu ikilinin olduğu seçenek her daim aranır İşletmelerin Finans bölümlerinde. Günümüzde de gelecekte de işletmeler bu şartlarla test edileceklerdir. Test’i geçenler varlıklarını her zaman devam ettirirler.

Uluslar arası ve ulusal ticarette taşıma maliyetleri malın fiyatını da etkilemektedir. Her ülke coğrafi yapısı gereği hangi ulaştırma ağlarını tesis edeceğini planlamalıdır. Türkiye de bu ülkelerden biri olarak aynı doğrultuda bir ulaştırma politikası benimsemelidir. Aksi taktirde yüksek maliyet altında iktisatlı bir ülke ekonomisi tesis edemez. Elinde olması gereken kaynak gereksizce savrulur. Ülkenin diğer iktisadi yapılarına yeterli imkanları sağlayamaz ve verimsizlikler ülkesi olmak zorunda kalır. Eğitimi tartışılır, Sosyal kurumları tartışılır, Hukuk sistemi ve hatta rejimleri bile tartışılır hale gelir. Başlangıçta bir sistem kurulu değilse bu sistemsizlik, sürüncemede kalan kurumları olan bir ülke haline getirir sizleri. İşte bu duruma çoktan düşmüş olan ülkemizin bir an evvel plan ve sistem dahilinde bütün kurumlarını düzeltmek ve iktisadi yapısını inşa etmesi gerekmektedir.

Bugün Japonya’dan Avrupa’ya taşınacak bir konteynır’ın taşınacağı güzergah nedir? Taşıma ağlarını yöneten büyük firmalar bunu şu şekilde yapmaktadır; Japonya-Amerika , Amerika-Avrupa. Amerikanın Pasifik kıyısından Atlantik kıyısına kadar konteynırlar trenlerle taşınmaktadır. ABD, 40 feet’lik konteynırlardan iki tane taşıyabilecek şekilde imal ettiği vagonlarla transferi Atlantik kıyısına yapmaktadır. Bu transferde kullanılan konteynır gemileri de Mothership denilen gemiler. Neden bu yolu tercih ediyorlar peki? Panama ile hiç uğraşmıyorlar ve dev gemilerle yüksek kapasitede konteynır taşıyorlar. Ayrıca panama kanalının limitlerini de düşünmelerine ve dert etmelerine hiç gerek kalmıyor. Dünya büyük bir hızla ve imkan buldukça yükünü konteynırlar ile taşımaya yönelmektedir. Bu yönelim, taşımacılığın çok daha sistematik bir yöntem ile yapılmasını zorunlu kılmaktadır. Yük beklenmemekte ve gemilerin servis hızları da arttığından dolayı, bu durum bir taşımacılık sistemi kurulmasını gerektirmektedir.

Her şeyin hızının arttığı bu çağda bu hızlı trafiği bir şekilde yönetmelisiniz. İşte bu noktada sahip olduğunuz taşımacılık yollarınız için bir altyapı gereksinimi ortaya çıkmaktadır. Bu gereksinimi Türkiye karşılayabilir mi? İşte bu noktada duruyoruz ve düşünüyoruz! Gemilerle limanlarımıza taşınan konteynırları tam adrese en ucuz şekilde hangi yol ile taşıyacağız? İdeal olanı Tren’dir fakat ülkemizde bunu Tırlar ile yapıyoruz. Limandan alınan konteynır şirketin kiraladığı bir arsada kurmuş olduğu depoya tırlar ile taşınıyor. Oradan da en son adrese varmak için yola çıkıyor. Tabi yine Tır ile… Ne uzun iş değimli? Küçükte bir kutu değil ki koca konteynır! Bu yöntem aslında en ucuz ve maliyeti en düşük ama faydası en yüksek olanıdır. Çünkü başka çareleri yok firmaların. İstanbul’da her iki yakayı otobüslerle bir gezin de şehrin muhtelif yerlerinde var olan konteynır depolarının renkli görüntülerini seyredin! Her firma kendi deposunu kurmak durumunda kalmaktadır. Konteynır depoları dağınık durumda. Peki neden bu konteynırlar geldikleri limanlarda dosdoğru gidecekleri adrese ulaşmak için yola çıkamıyor? Ve de bu taşımacılığı trenlerle yapamıyoruz? Çünkü konteynır terminallerine bağlı bir tren yolu sistemi yok. Mecburen tırlar işbaşına? Bunları düşünürken Ro Ro taşımacılığının anlamsızlığını hiç konu etmiyorum , ki o çok daha farklı bir tartışma konusu. Ama kısaca değinirsek; Avrupa’nın sahip olduğu toplam Tır sayısı kadar Türkiye’nin Tır’ı olduğu bilgisi ve bu Tırları üreten firmaların bize sattıkları Tırlar sayesinde hala var oldukları bilgisi ve de bizim gibi bir pazarı asla bulamayacakları bilgisi konuyu anlayabilmek için ne denli bir kısır bilgisizlik-fikirsizlik-iradesizlik içerisinde olduğumuzu açıklamaya yeterlidir bence. Bir de yolcuyu taşıyamadığımız şu tren yolları var! 1920 de yapılmış raylar üzerinde hangi mühendislik bilgisine dayanılarak düşünüldüğü belli olmayan hızlandırılmış treni koyan akıllar maalesef az değildir bu ülkede. Sonuçta savunulacak dayanağını da bulamayıp ‘Allahtan geldi ne yapalım!’ diyen beyinler maalesef işbaşındadır bu ülkede her zaman. Ben şimdi şunu bekliyorum bu kişilerden ‘saatte 500 km hızla İstanbul Ankara arası 1 saat olacak’. Neyle mi? Aynı raylar üzerinde giden Manyetik raylı trenlerle…

Öneriler:

1-Ana konteynır terminalleri kurulmalı ve bu terminaller tren yolları ile birleştirilmeli.
2-Tren yolları iyileştirilmeli ve tren yolu ağları genişletilmeli. Hızlı tren yolu taşımacılığına geçilmeli.
3-Tren yolu ağlarınız stratejik olarak askeri-siyasi açıdan planlanıp komşu ülkelerin tren ağlarıyla bağlantı kurulmalıdır.
4-Tren vagonlarının taşıyabileceği konteynır kapasitesini artıracak uygun imalata geçilmeli ve tesis edilmeli.

Beklenen Faydalar:

1-Elleçleme hızı artacak ve ana terminaller sayesinde şirketler daha ucuza yük taşıyacaklar.
2-Resmi işlemler çok daha hızlı yapılabilecek.
3-Taşımacılık hızı artacak.
4-Ürünlerin satış fiyatları da aşağı yönde etkilenecek ve milli bir iktisat sağlanacak.
5-Fosil yakıta (petrol) olan bağımlılık ve sebep olduğu yüksek maliyetten kar elde edilecek ve bu kar ihtiyaç duyulan petrole harcanacak masrafın diğer sektörlere harcanmasını sağlayarak Ülkeye siyasi bir güç de kazandıracak (Ekonomisini diğer alanlara kaydıracak)
6-Coğrafya üzerinde zaten var olan stratejik üstünlük iddiası gerçek olacak ve bu durum Türkiye’nin üstünlüğünü, Uluslar arası siyasetteki gücünü daha etkin kılacak.
7-Bölgeler arası fiyat farklılıkları azalacak hatta ortadan kalkacak.
8-Ulaştırmasının çok ucuz olduğu ülkede üreten firmalar mallarını alıcılara kısa sürede ulaştıracak ve alıcıların maliyeti azalacak.
9-Hızlanan mal-işlenmiş ürün taşımacılığı sayesinde yenilikler ve gelişmeler daha hızlı olacak. Zamandan tasarruf.
10- Ülkenin dövizi içerde kalacak. Çünkü taşımacılık toplu olduğunda kamyonlara ve Tır’lara daha az ihtiyaç olacak. Bunlara ödenen binlerce dolar para cebimizde kalacak. Artı yakacakları yakıta ödenenler de.
11-Gelecekte oluşabilecek olan farklı enerji kaynaklarının (Hidrojen-Güneş enerjisi-Elektrik gibi) kullanımı yeni trenlerin ve gemilerin yürütücü makinelerinin icadına sebep olacak ve bu icatların hayata geçişi o vakit çok daha kolay olacak. On binlerce aracı değişmektense onlarca aracınızı değişirsiniz.
12-ISPS kapsamında yer alan emniyetli taşımacılık konusunda konteynırların kontrolleri çok daha düzenli ve sağlıklı yapılabilecek.

Bir insanın hayat kanalları damarlarıdır. Yaratan çok ince bir şekilde dizayn ettiği insan vücudunun sağlıklı olabilmesi için kan dolaşımının devamlı olması gerekmektedir. Birkaç saniyelik az kan akışı insanın bayılmasına sebep olabilmektedir. En küçük hücrelere bile kılcal damarlar aracılığıyla kan gitmektedir, gitmekte zorundadır. Kanın bir bölgeye gitmemesi vücudu zayıf düşürebilmekte, en basit bir bakteri bile vücuda zarar verebilmekte ve hatta hastalanmasına belki de ölümüne neden olabilmektedir. Bir ülkenin taşımacılık ağları da insan vücudundaki damarlar gibidir. Eğer bu damarlarınızı oluşturamamışsanız veya bu ağlar ihtiyacınıza cevap veremiyorsa ne yazık ki her türlü zararlı etkenler sizin bütün yaşam sisteminizi her fırsatta tehdit edecektir. Bu tehditleri ortadan kaldırmanın yolu da sağlıklı ulaştırma ağlarının oluşturulmasıyla gerçekleştirilebilir. Ana mesafeler tren yolu, Ara yollar kara yolu olmalıdır.

Zeki YAŞAR
yasarzeki@hotmail.com

Eklenme tarihi: 26.07.2005




Share |
Bu yazı 4833 kez okunmuştur


Aşağıdaki bölüme makale ile ilgili yorumlarınızı yazabilirsiniz


Adınız Soyadınız:
Başlık:
YORUMUNUZ:


YORUMLARINIZ







Makaleler ana sayfasına geri dön >>



www.gemipersoneli.com   © Gemipersoneli.com - Tüm Hakları Saklıdır.  Kullanım Şartları  Gizlilik Prensipleri  İletişim